16 Mart 2013 Cumartesi

Tanrı'nın Doğum Günü ve Maslow

Uzun süredir, gerçekten çok uzun bir süredir, tekrar yazmaya başlamak istiyordum. Kısmet Japonya dönüşü jetlag sayesinde sabahın 03:30’unda uyandığım ve Burak Özdemir’in ‘Tanrı’nın Doğumgünü’ adlı şiddetle tavsiye edeceğim kitabını okuduğum bu güneymiş. Kitaptan bahsetmeyeceğim, sadece bir noktasına atıfta bulunacağım. Orada okuduğuma göre her varlığın hayatta bir rolü var, hayvanlar bu rolü oynayarak döngüye katkıda bulunuyorlar, insanların ise rollerini bulmaları, yani kendilerini gerçekleştirmek yolunda ilerlemeleri gerekiyor. Bu bakış açısı bana Maslow’un ünlü ‘İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi’ni hatırlattı. Aşağıya kısaca Maslow’un ne dediğini hatırlatabilmek için piramidi kopyalıyorum: Maslow’a göre insanlar piramitin en altındaki ihtiyaçlarını karşılıyorlar, sonra bir üst aşamaya geçiyorlar, bu piramitte ilerleyerek kendilerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bireyin kişilik gelişimini o an için baskın olan ihtiyaç kategorisinin niteliği belirliyor. Oysa insan ihtiyaçları karşılandıkça çoğalıyorlar, bir anlamda sonsuzlar. Piramitin bir basamağını tam olarak tamamladığı hissine ulaşan kişi sayısı çok azdır herhalde; çoğumuz daha çok para, daha güvenli gelecek, daha çok sevgi istiyoruz, kısır döngülere giriyor hayatı kaçırıyoruz. Belki de doğrusu piramidin son aşamasına gelmek için bütün ihtiyaçlarımızın karşılanmasını beklememek; ya da bunların aslında yeterince tatmin edilmiş olduklarını görmek, onlarla fazla enerji ve zaman kaybetmeksizin kendimizi gerçekleştirme yolunda ilerlemek. Hayatımızı kendimizi gerçekleştirme yolunda tasarlamak, bizi yansıtmayıp sadece ihtiyaç gidermek için yapmak zorunda olduğumuz aktiviteleri yok etmek ya da en azından azaltmak. Söylemek kolay, yapmak biraz zor sanki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder