10 Haziran 2010 Perşembe

NUFUS ARTIŞ SORUNU KENDİ KENDİNE ÇÖZÜLMÜŞ!

Senelerdir dünyanın en büyük sorunu olarak nüfus artışını görürdüm, ancak çeşitli kaynaklarda ve son olarak da ‘The Next One Hundred Years – Önümüzdeki Yüz Yıl’ isimli George Friedman kitabında okuduklarıma göre bu sorun kendi kendine çözülmüş. Kimse düşünmüyor şimdi Erman kendine dünyanın en büyük sorunu olarak neyi bulacak? Saldıray’ın sorunu da benzerdi: ‘hayatım, tatile çıkmışsın, hiç düşünmüyorsun Saldıray kimle sevişecek…’
Sululuğu bırakayım da detayları vereyim: Seneler önce gördüm ki dünyanın nüfusu 20. yüzyıl başlarında 1 milyar iken yaklaşık 100 sene içerisinde 7 katına çıkmış, 2000 senesine geldiğimizde 7 milyar civarına ulaşmıştı. Muhteşem matematik kafamla basit bir hesap yaptım, aynı hızda artış öngörülürse 2100 senesinde nüfus 50 milyara yaklaşacaktı – bu dünyanın kaldırabileceği insan sayısının çok üzerindeydi (Greenpeace’e göre dünyanın ideal nüfusu 2 milyar civarında olmalıydı. Bu arada dayım 8 çocuk yapmış, katkısını esirgememişti – dehşet içindeydim). O zamandan beri bir çok zavallı arkadaşım benim müthiş sorularımdan birine maruz kalmış, dünyanın en büyük sorunu nedir diye kafa patlatmış, ‘nüfus artışı’ diye cevaplamadıysa benden niye yanıldığıyla ilgili nutuklar dinlemişti.
Hesap o kadar basit değilmiş.
Dünyadaki kadın nüfusu (henüz erkekler doğuramıyor) göz önüne alındığında insan sayısının sabit kalması için kadın başına ortalama 2.1 bebek yapılması gerekiyor. 1970 senesinde bu sayı kadın başına 4.5miş, 2000 senesinde ise 2.7!!! 2050 senesinde 1.6 ile 2.05 arasına düşmesi bekleniyor – yani 300 senedir devam eden nüfus patlamasının sonuna gelmiş bulunuyoruz. Avrupa ve Japonya gibi bölgelerde nüfus azalmaya başladı bile, ancak yukarıdaki rakamlar dünya ortalaması.
Velhasıl kabul etmeliyim – bizim başbakanın kafası benden çok çalışıyor. En son derin hesaplar yapıyordu, her aile 3 çocuk mu yapmalı yoksa 4 mü diye. Belinize kuvvet yiğitler, bakalım analar neler doğuracak….

8 Haziran 2010 Salı

Zaman Cimrisi

Hastalığımın adını buldum: zaman cimrisiyim ben.
Zaman fakiri değil, zaman cimrisi – hani çok zengin insanlar vardır da yaşamlarına baktığında mali sorunları olduğunu düşünürsün, hiç harcamazlar, ben de öyleyim. Yeterince vaktim var, sadece harcamayı sevmiyorum.
Hastalığımı itiraf ettim diye tedavi arıyorum sanmayın, henüz bu illetten kurtulmak istediğime emin değilim.