20 Temmuz 2010 Salı

Kaz Daglari'nda bir gezgin

Annemle ciktigim Ege Keyfi baslikli seyahatimizin dorduncu gunundeyiz. Korkmayin, her seyi anlatmayacagim, sadece tavsiye edeceklerim asagida:
Bayrakli Baba: Gelibolu'da bir yatır. 15. yy'da Osmanlı Ordusu'nda bayraktar olarak görev yapan ve asıl adı Karacabey olan şehidimizin kabri. Efsaneye göre bayrağı düşmana teslim etmemek için parçalayıp yemiş. Vasiyet olarak ziyaretçilerinin vatan bayrağını mezarına asmalarını istemiş, ben hiç bu kadar Türk bayrağını bir arada görmemiştim.
Çetmihan Otel / Yeşilyurt Köyü: Küçükkuyu'ya gelmeden hemen önce. Çok güzel bir köy, hem bakımlı, hem de doğal dokusu korunmuş. Çetmihan Otel leziz yemekleri, ilgili çalışanları (yaklaşık bir misafire bir çalışan düşüyor) ve muhteşem manzarası ile gönül rahatlığıyla tavsiye edeceğim bir yer. Otelin sahiplerinden Sibel hanım aynı zamanda aşçı, Giritliymiş öğrendiğim kadarıyla, yediğim hiç bir şey için 'fena değil' demedim, hepsi çok özel ve lezzetliydi. Ege'nin otları üstat ellerde ziyafete dönüşmüşlerdi. Buradan bir anekdot: sahilde 3 yaşındaki Deniz annemin göbeğini elledi ve soruyu yapıştırdı: 'burada çocuk var mı?'
Cunda Adası / Sahil Restaurant: Öncelikle yeni felsefemi açıklıyorum - herkesin yaptığını herkesin yaptığı zamanda yapma. Bugün denize insanlar gelmeden önce girdik, Şeytan Sofrası'nda (mutlaka görmelisiniz, muhteşem manzara) kahvemizi kalabalık başlamadan içtik, Cunda'da balığımızı da herkesin tercih ettiği akşam yemeğinde değil güneş tam tepedeyken deniz kenarındaki gölgenin esintisinde öğlen yemeğinde yedik. Tesadüfen gittiğimiz Sahil Restaurant nefis deniz börülcesi, levreği, kalamarı, hizmeti, ve hepsinden ilginci tatlı olarak ikram edilen vişne reçelli lor peyniri ile benden tam not aldı. Ayvalık güzel yer vesselam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder